Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Tasavvufu ve Tarikatları İnkâr Aşırılığı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 215
Kayıt tarihi : 08/04/09

Tasavvufu ve Tarikatları İnkâr Aşırılığı Empty
MesajKonu: Tasavvufu ve Tarikatları İnkâr Aşırılığı   Tasavvufu ve Tarikatları İnkâr Aşırılığı EmptyC.tesi Nis. 18, 2009 2:40 pm

İSLÂM dinindeki hükümler ikiye ayrılır: (1)Usûl (asıllar), temeller, esaslar.Bunlarda değişiklik, farklılık kabul edilemez... (2) Usûle aykırı olmamak şartıyla ayrıntılar, küçük farklılıklar, çeşitlilik.

İslâm dünyasında zenginlik teşkil eden, güç kazandıran meşreb farklılıkları vardır. Asıllara, temellere aykırı olmamak şartıyla bunları kabul etmeliyiz, bunları tartışma konusu yapmamalıyız.

Vehhabîlerin, İbn Teymiyyecilerin, dar düşünenlerin, mutaassıbların en büyük hatâsı (asıllara ve temellere aykırı olmayan) farklılıkları, meşrebleri inkâr etmeleridir.

Tasavvufu ve tarikatleri inkâr etmek, İslâm dışı göstermek bu hataların en vahimidir.

19'uncu yüzyılda Kafkasya'da büyük bir zat çıkmıştır. İmam yahut şeyh Şâmil. Bu zatın belli başlı özelliklerini sayayım:

1. İcazetli Şeriat âlimidir.

2. İcazetli şeyhtir. Halid-i Bağdadî hazretlerinden hilafet almıştır.

3. Gerçek ve büyük mücahiddir.

4. Kafkasya Müslümanlarının emîrü'l-mü'minînidir.

5. Bu ümmet, bu büyük zatı Rahman'ın velî kulu olarak kabul etmiştir.

Bu muhterem ve muhlis şahsiyet canıyla, malıyla, bütün varlığı ile dine, imana, Kur'ân'a, Şeriata, Sünnete hizmet etmiştir.Ahlâk bakımından Peygamberi (salat ve selâm olsun O'na) örnek almıştır. Dünya malına hiç önem vermemiştir. İhlâslı, adaletli, mürüvvetli bir İslâm emîri ve büyüğüdür.

Vehhabîler, Teymiyyeciler, kışırda kalmışlar bu zatı tarikat şeyhi olduğu için inkâr ediyorlar. Bu bir insafsızlık değil midir?

Cezayirli Emîr Abdülkadir de böyle bir mücahid ve emîrü'l-mü'minîndir.

İslâm'ın çeşitli boyları vardır. Bunlardan biri de tasavvuf ve tarikattir.

Tasavvufun kaynakları:

Kur'ân'dır... Peygamberin Sünnetidir...Ashabın eserleridir (yaptıklarıdır)...

Vehhabîlerin, Teymiyyecilerin, Selefîlerin din anlayışı çok dardır, tek boyutludur.

Onlar tarikat ve tasavvuf evliyasına evliyauşşeytan diyerek hakaret ediyor.

Peygamberimizin mucizevî bir şekilde haber vermiş olduğu gibi İslâm dünyasında maalesef 73 fırka zuhur etmiştir ve bunlar, biri dışında cehennemliktir. Kurtulacak olan fırka (fırka-i Nâciye)Ehl-i Sünnet ve Cemaattir.

Ehl-i Sünnet ve Cemaat, Şeriata bağlı olmak, Şeriata aykırı tarafı bulunmamak şartıyla tasavvufu ve tarikati kabul etmiştir.

Evliyanın kerametleri haktır. Peygamberin nasıl mucizeleri varsa, velilerin de kerametleri olabilir.

Bozuk tasavvufçular ve tarikatçılar yok mudur? Maalesef vardır.

Bu bozuklar kimlerdir?

1. İslâm'ın zâhirine, Şeriata, fıkha uymazlar.

2. Kur'ân'a ve Sünnete aykırı hurafeler uydururlar.

3. Bağlıların paralarını ve mallarını ganimet bilip toplarlar.

Bozuk tasavvufçular ve tarikatçiler var diye tasavvufun ve tarikatin hak olanını inkâr etmek ve kötülemek insafa sığmaz.

İslâm dinini anlamakta, algılamakta, İslâmî hüküm vermekte ehl-i sünneti esas almalıyız.

Vehhabîlik gözlüğü ile doğru göremeyiz.

İbn Teymiyye gözlüğü ile de doğru göremeyiz.

Bizim tasavvuf ve tarikat boyutumuz yoksa, bu boyuta sahip olan mü'min kardeşlerimizi tekfir etmeye, onları sapıklıkla suçlamaya hakkımız yoktur.

İşlerin en hayırlısı ve doğrusu ortada olmaktır. Yani ifrattan ve tefritten uzak bulunmaktadır.

Muhyiddin ibn Arabî'yi sevenler, tutanlar, büyük kabul edenler; onu tenkit ve red edenlerden on kat fazladır. Hal böyle iken bu muhterem zata küfür etmek, hakaretler yağdırmak onu müşrik ve kâfir ilân etmek hiçbir vicdanlı Müslümana yakışmaz.

İnsaflı olalım, itidalli olalım, adaletten, orta yoldan ayrılmayalım...

(İçimizde mü'minleri birbirine düşürmekle vazifeli bir sürü casus, ajan, istihbaratçı, Dönme, provokatör, yönlendirici, şeytan bulunduğunu bir an bile unutmayalım...)

Kuru Protestolar
ARAP Birliği acele toplanıp İsrail'i protesto edecekmiş!.. Ankara da İsrail'i protesto etmiş...İran İsrail'i şiddetle protesto etmiş... İslâm dünyası İsrail'i protesto ediyormuş... Falan filan ve saire...

Koyu Müslüman bir dostumu gördüm. Lüks bir lokantada nefis bir akşam yemeği yemiş, üzerine köpüklü Yemen kahvesini höpürdeterek içmiş... Arkasından Mado sahlebi (Aromalı değil, gerçek sahlepten mâmul)...Tophane'ye nargile içmeye gidiyor... Sırtı pek, karnı tok, cebi para dolu. Tuzu kuru, keyif kekâh... O da İsrail'e çok kızıyordu, içten ve derinden protesto ediyordu.

Ben kendime bakıyorum, bende de kuru protestodan başka bir şey yok.

Protestolarımıza birkaç damla gözyaşı bile karıştıramıyoruz.

Ankara rejimi İsrail'i protesto etmiş... Kah kah kah...Kih kih kih... İsrail Hava Kuvvetleri Konya ovasında manevra yapıyor... İsrail'e milyarlarca dolar ödenerek pilotsuz keşif uçakları alınıyor...İsrail ile tam bir işbirliği yapılıyor ve göstermelik bir protesto... Ağlar mısın güler misin?

Bizde artık Osmanlı ruhu kalmamış.

İslâm dünyasının ahı gitmiş vahı kalmış.

Bir buçuk milyarlık İslâm âlemi kuru protestolardan başka bir şey yapamıyor.

Nereye gidiyoruz?

Müslümanlar emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını toptan terk ve tâtil ederlerse büyük bir afete hazırlansınlar.Yaşı da kuruyu da yakacak âfet. Ne zaman gelir?Ansızın...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://oktaydogu78.forummum.com
 
Tasavvufu ve Tarikatları İnkâr Aşırılığı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: dini konular :: tasavvuf-
Buraya geçin: